Turkuaz Yatirim Holding

Başkan Sözü

Değerli kurucularımız, ortaklarımız, sevgili dostlarımız,

1990’da Turkuaz fikri için yola çıktığımızda 20’li yaşların başlarında olan ‘genç’ bir kadro idik.

Swiss Hotel Bosphorus’da 29 Şubat 1992’de gerçekleştirdiğimiz kuruluş toplantısında “ … Daha sonra daha büyük ve meşakkatli hedefler için görev talep ettiğimizde, daha önce az imkanla, inanmış kadroyla ve büyük bir dayanışma ile başarmış olmanın gücü elimizde olmalı. Turkuaz bunu yapacaktır…” demiştim.

Bugün giderek büyüyen fırsat eşitsizliği, eğitilerek niteliğe ulaşabilecek yetenekleri önemsiz kılmakta, imkanı olan yeteneksizleri de sıfatlı hale getirmektedir. Bir toplumun ve esasında bütün insanlığın temel sorunu fırsat eşitliğindeki adaletin sağlanmamasıdır. Bu oluşmadıkça insanlık fay hattı üzerindeki bina gibi olacaktır.

Diğer önemli nokta ise sorgulayan ve anlamaya çalışan nitelikli insanlardan her alanda girişimci üretmektir. Başarı, girişimcileri cesaretlendiren, özendiren ve destekleyen ortamlarda yeşermektedir. Toplumun geleceği ve refahı için çokça girişimci üretilmesi gereklidir.

1985 yılında, dönemin tek televizyonu olan TRT’nin Fransa Temsilcisi iken babam Duygu Mehmet Ataman’a ; “…Fırsatları değerlendirmeniz , turizme girmeniz lazım, tekstil ve ihracatla ilgilenmeniz şart…” diye boyumdan büyük laflar ederdim. Zaten o sırada, ortaokul yıllarında başladığım okul logolu tekstil ürünleri işimi geliştirmiş ve çoktan ilk şirketim olan Genç Girişim Tekstil Sanayi Limited şirketini kurmuştum. Hayatı boyu birçok girişimini başarıyla sonuçlandıran babam “…Fırsatlar bitmez. Yenisi gelir. Yeter ki sen hazır ol” demişti. Babam haklıymış. O tarihten sonra ve halen yaptığımız işlerden bazılarını sayarsam: doğal gaz dönüşüm, özel radyo ve televizyon yayıncılığı, yerel radyo ve televizyon networkü, uydu haberleşme kapasitesi ticareti, elektrikli araç dönüşümü, elektrikli araç şarj ağı işletmeciliği, farklı mobil platformlar (aplikasyon), enerji altyapıları… Bu işlerin bir çoğu babamın ‘yeter ki sen hazır ol’ dediği yıllarda hayal dahi edilemeyecek işlerdi.

Turkuaz, Türkiye’de yaptığı her işi ilk başlatan ve bazen de tek yapabilen oldu.

Turkuaz, paylaşarak kurulan ve paylaşarak büyümeye devam edecek bir anlayışın ülkemizdeki başarılı ve öncü örneğidir.

1992’de yaş ortalaması 24.7 olan 400 gencin vizyonu ve inancı, bugün ülkemizin geçmişinde önemli faydalar ve izler bıraktı.

Örneğin, ilk 30.000 doğal gaz abonesini Turkuaz sağladı. Bugün doğalgaz sektörü var. Hava kirliliği yok.

Örneğin, ilk özel radyoyu Turkuaz kurdu. Anayasa’nın ilgili maddesindeki devlet tekelini Turkuaz gençleri kaldırttı. Bugün yasal yayıncılık çerçevesine kavuşmuş Türk televizyonları dizi sektörü ile Türkiye’ye sosyal, siyasal ve ekonomik katkı sağlıyor.


Örneğin, Türkiye’nin ilk şarj ağı işletme şirketini Turkuaz kurdu. Avrupa’daki ilk şarj istasyonlarını Amsterdam’da Turkuaz devreye aldı. Bugün insanlığın küresel ısınma ve iklim değişikliği sorunlarına çözüm arayışında Turkuaz önemli destekçi konumda bulunuyor.

Paylaşmanın önemini anlamadan, buna inanmadan, paylaşmayı şeffaflaştırmadan ‘medeniyet merdiveni’ çıkılamaz.

Bir Çerkes atasözü der ki: “Yoldaşın korkaksa, ayıyla boğuşma.”

Paylaşarak kurduk, yüzlerle kurduk, binlerle, milyonlarla beraber olmaya, paylaşmaya devam edeceğiz.


Merkeziyetsiz otonom bir organizasyona dönüşeceğiz. Biz durmayacağız.


‘Zamanı gelince olur.’ Yeter ki sen hazır ol!


Saygılarımla.